Bu hafta Efe’yi kreşe götürüp getirme işi anne kuşa (bu ben oluyorum) aitti. Kreş , ev ve hastane arasındaki trafiği başka bir sefere anlatayım, çünkü resmen Alonzo gibi usta hareketler yaptım, lakin sabah ve akşam trafiği benim güzergahımda fe-la-ket. Bu süreç içerisinde Mete fındığının gece kusmaları, uyanmaları, Efe’nin gece yarısı yanımda bitip ”senle uyuyim en iyisi annecim ” gibi saat 03:00 ‘da gelen reddedilemez teklifleri, gün içindeki hasta trafiği ile birleşince pek de randımanlı uyku alamama neden oldu. Genelde bu gibi yoğunlukların evde babanın olmadığı zamanlara denk gelmesi de pek manidar.
Peki insan rutin hayatına göre biraz daha fazla yorulursa ne olur;
a- incileri dökülür,
b- sağa sola çemkirme için daha iyi bahaneler bulur,
c- elinde televizyon kumandası ile Mete’nin sesini kısmaya çalışır,
d- kreşe götürüken konuşan Efe’nin dediklerini anlamadığı için radyonun ses açma düğmesinden çocuğun sesi arttırılmaya çalışılır; bir de üstüne niye açılmıyo bu diye makineye ters ters bakılır !!!
Artık ben çocuklarıyla olan biyolojik bağının yanında dijital bir bağ olan bir anneyim; yakında bu kumanda bu kadar ısrar sonucunda çalışacak eminim :)27