Okullar ve Çocuk Hastalıkları
Bebeklerini kreşe ve küçük çocuklarını ana okullara vermeden önce ailelerin endişe duydukları konulardan biri de ev dışındaki bu ortamın çocuklarının sağlığını nasıl etkileyeceğidir.
Çocuklarımızın tek başına vakit geçirdikleri, sınırlı kişi teması olan ev ortamında hasta olma ihtimali düşüktür, adeta fanus içinde tutarız onları.
Hasta bir ziyaretçimiz olacak olsa örneğin rahatlıkla sonra ağırlamayı teklif edebiliriz.
Evdeki korunaklı ortamdan birden bire kalabalık ve yaş gurubunun küçüklüğünden dolayı (hala ağzına oyuncakları alan, emzik kullanan, burnunu eliyle temizlemekten hoşlanan J…) hijyenine dikkat edemeyen çocuklarla bir araya gelen çocuk, kendisi için yeni bir mikrop ailesiyle karşılaşır.
En temiz, en özen gösterilen ortamda bile pek çok akranıyla beraber ortak eşya paylaşan, aynı ortamda uyuyan çocuklarda mikrop alışverişi olmaması düşünülemez.
Bu duruma bazı çocuklar hemen adapte olurken bazıları zorlanır ve daha uzun sürede, hatta daha sık hastalanarak ortama uyum sağlamaya çalışırlar.
Çocuklar arasındaki kişisel farklılıklar (solunum yolu alerjileri, orta kulak iltihabına yatkın bir anatomik yapı, atopiler, ev ortamında sigara içilenler…) da aynı anda aynı sınıfa başlayan iki çocuktan birinin diğerinden daha fazla etkilenmesine neden olur
Nadir de olsa, bazı çocuklarda bu hastalıklar o kadar sıklaşır ki aile çocuğu kreşten almayı bile düşünür; zira çocuk vaktinin çoğunu evde iyileşmeye çalışırken geçirir.
Okula verene kadar bir ilaç bile vermedik denen çocuk artık her ay antibiyotik alır hale gelmiştir.
O zaman konuyu toparlayacak şekilde aşağıdaki sorulara ve cevaplara bir göz atalım ki kreşteki/anaokulundaki çocuğumuz için bir sağlık planımız olsun. Korkularımız olmasın, beklentilerimiz de gerçekçi olsun.
Soru: Kreşe başlayan çocuklar hastalık açısından risk altında mıdır?
Cevap: Evet, kendi ortamında daha izole yaşamış çocuk, arkadaş ortamıyla beraber tanış olmadığı, kendisi için yeni olan mikroplarla karşılaşacaktır.
Bu da çocuğumuzun eskiye oranla hasta olma riskini artırır.
Soru: Kreşe başlayan her çocuk mutlaka sık hasta olacak mıdır?
Cevap: Hayır. Çocukların bir kısmı, mevsim hastalıklarının evdeki diğer bireyleri ziyareti kadar hasta olacaktır.
Ancak evde dinlenemeyip kreşe gitme mecburiyetleri olursa hastalıkları atlatma süreleri daha uzun olabilir.
Soru: Çocuğunuz kreşe başladı başlayalı burnu hep dolu, hep bir öksürüğü var; arada bir ateşleniyor, bu kreş hastalığı mıdır?
Cevap: Aslında kreş hastalığı diye tıbbi bir tanımız yok, ama kreş yüzünden sık hastalanan ailelerden böyle bir tanımlama geliyor.
Kreşe başladı başlayalı hep sağlık açısından konforsuz ama klasik ateşli çocuk hastalığı gibi de hastalık tablosu göstermeyen çocukların doktorları tarafından değerlendirilmesi iyi olur.
Bazen çocuklarımızda alerjik bir yapı varlığı ve kreş ortamında bunun aile tarafından görünür hale gelmesi ile sağlık durumunda negatif değişiklikler olabilir.
Bu durumun altından her zaman enfeksiyon hastalıkları çıkmaz.
Soru: Çocuğunuzun her ay hasta olması normal midir? Yoksa çocuğunuzun bağışıklık sisteminde bozukluk mu var?
Cevap: Özellikle sonbahar-kış ve ilkbahar aylarında viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının sık görüldüğünü söylemeliyiz.
Öyle ki, okula giden küçük çocuklar her ay hastalansalar normal diyebiliriz.
Burada bir not da düşmeliyim; çocuk her ay hastalanabilir ama her hastalandığında tedavi antibiyotikte aranmamalıdır.
Bazen aileleri, çocukların sık hastalanmasından ziyade sık kullandıkları, karaciğer, böbrek ve dişlerine dokunacağını düşündükleri, döküntü veya alerji-ishal gibi yan etkileriyle sıkça uğraştıkları ya da daha da fenası içmeyi reddederse verebilmek için çocuklarının üstüne çullandıkları antibiyotik reçeteleri daha çok yorar.
Lütfen gerekmedikçe antibiyotik kullanma eğiliminde olmayın, doktorunuz için antibiyotik yazmamak inanın daha zordur, doktorunuza antibiyotik yazdırmak için ısrarcı olmayın.
Aşağıdaki 10 maddenin 2 veya daha fazlası mevcutsa çocuk doktorunuzla bağışıklık sisteminde bozukluk var mı diye danışabilirsiniz !!
- 1– Yılda 4 kez veya daha fazla yeni otit,
- 2– Yılda 2 kez veya daha fazla ağır sinüzit,
- 3– 2 ay veya daha uzun zaman kullanılan antibiyotik tedavisine az cevap almak,
- 4– Yılda 2 kez veya daha fazla zatüre,
- 5– Yıllık normal büyüme hızının altına düşmek,
- 6– Tekrarlayan derin cilt abseleri veya iç organlarda abseler,
- 7– Ağız içinde veya ciltte geçmeyen mantar,
- 8– Enfeksiyonların sadece damardan alınan antibiyotiklerle iyileşebilmesi,
- 9– 2den fazla septisemi gibi ağır enfeksiyonlar,
- 10– Ailede immün yetmezlik hikayesi varlığı.
Soru:
Çocuğum hasta ama evde bakacak kimse yok ve işleri ayarlamam çok zor, acaba kreşe götürsem mi? Yoksa mutlaka evde kalması mı gerekir?
Cevap: Çocuk sağlığı bizim için öncelikliyse eğer, hem kendi çocuğumuzun hem de bizim çocuğumuzdan hastalık kapma ihtimali yüksek olan arkadaşlarının iyiliği açısından hasta çocuklar evde kalmalıdır.
Ayrıca çocukların hastayken daha nazlı ve morale ihtiyacı varken bunu annesinden veya ona bakım sağlayan kişiden (bakan teyzesi, anneannesi, babaannesi,..) alması iyileşme sürecini hızlandıran faktörlerdir.
Çocuğunuzun ateşini takip etmek, kusma-ishaline göre beslemek, gerektiğinde banyosuna sokmak, uygun gıdaları hazırlayıp vermek ve bunları kendini en güvende hissettiği ev ortamında ve anne şefkati ile desteklemek tabi ki tedaviye cevabı hızlandırır.
Soru: Hangi hastalıklarda ne kadar zaman okula göndermeyelim?
1– Hastalık çocuğun aktivitelere katılmasını önlüyorsa,
2-Çocuğun bakıcısının yapabileceğinden daha fazla bakıma ihtiyacı varsa,
3-Ateş, letarji, irritabilite, nefes darlığı gibi ciddi hastalığı düşündürecek bulgular varsa,
4-Kan ya da balgam içeren dışkılama varsa,
5-Şiga toksin üreten E. Coli ve Shigella enfeksiyonunda ishal iyileşene ve iki kültür steril kalana kadar,
6-Son 24 saat içinde ikiden fazla kusma olduğunda dehidratasyon tehlikesi ortadan kalkana ve kusmanın bulaşıcı hastalık nedeni ile olmadığına karar verilene kadar,
7-Tükürük akması ile ağız yaraları varlığında hastanın noninfeksiyöz olduğu (bulaştırıcı olmadığı) kanıtlanana kadar,
8– Ateş veya davranış değişikliği ile döküntü varlığında hastalığın bulaşıcı olmadığı belirlenene kadar,
9-Pürülan konjonktivitte hekim izin verene kadar,
10-Tüberküloz, nonenfeksiyöz olana kadar (verem hastalığı bulaşıcılığını bitirene kadar),
11-İmpetigo, tedavi başladıktan sonra 24 saat geçene kadar,
12-Streptokok farenjiti (beta sebepli bademcik iltihabı), tedavi başladıktan sonra 24 saat geçene kadar,
13-Bit, ilk tedavi sonrasına kadar,
14-Uyuz, tedavi yapıldıktan sonra,
15-Su çiçeği, tüm döküntüler kuruyup krutlanana (kabuklanana) kadar (genellikle başlangıçtan 10 gün sonrasına kadar)
16-Boğmaca, uygun tedavi başladıktan 5 gün sonra,
17-Kabakulak, şişmeden sonra 9 gün,
18-Kızamık, döküntü çıktıktan sonra 4 gün,
19-Hepatit A enfeksiyonu (hafif semptomlularda), sarılık ya da hastalık başladıktan sonra 1 hafta
KREŞTEN UZAKLAŞTIRILMALIDIR.
Soru: Hangi hastalıklar olduğunda kreşi haberdar etmeliyim ki, kreş de bunu çocuğumuzun sınıf arkadaşlarının takibi için bizlerle paylaşsın ?
Cevap: Çocuğunuzun her hastalığını okula bildirmek zorunda değilsiniz elbet ama yukarıdaki listedeki hastalıklarla ilgili tanısı olanların bildirmesi çok uygundur ki kreş de bununla ilgili olarak koruyucu ve haber verici davranabilsin.
Örneğin: Beta sebepli bademcik iltihabı,grip (influenza), kabakulak, bitlenme, suçiçeği ve el ayak ağız hastalığı… gibi döküntülü ve bulaşıcı olan hastalıklar (alerjik bir döküntü değil), üremenin olduğu veya rota gibi ağır virüslerin sebep olduğu ishaller… bildirilirse kreş, gerekirse doktor desteği de alarak aileleri bilgilendirebilir.
Çocuklarınızla beraber mutlu ve sağlıklı okul yılları dilerim..
Dr. Öge Çultu Kantaroğlu