İyi uykular , bence sevdiğiniz biri için isteyebileceğiniz en güzel dileklerden biridir. Bir insanın kendisi için de miktarı ve kalitesinin çok iyi olmasını isteyeceği ve en temel ihtiyaçlardan birisidir uyku.
Gençlik döneminde miktarını hiç sorgulamadan uzun uzun uyurken, hamilelik ve sonrasında bebeğin gelmesiyle beraber uyuduğunuz dakikaları sayar hale gelebilirsiniz.
Eğer bebeğiniz gündüz ve geceleri uykusunu iyi alıyorsa ve size de hatırısayılır bir süre uyumanız için izin veriyorsa çok şanslısınız demektir ve bebeğinizi bunun için ayrıca öpüp koklayın lütfen. O zaman bu yazı size çok da hitap etmeyecektir, sitemizdeki diğer yazılara geçiş yapabilirsiniz.
Eğer bebeğiniz veya çocuğunuz pek de uykucu değilse, gece uyku zamanı gelince karnınız ağrımaya başlıyorsa, bebeğinizi uykuya geçirmek için şekilden şekile giriyorsanız, yatırma saatiniz gece 12leri buluyorsa, tamam şimdi uyuttum dediğiniz ufaklık sabaha kadar saatbaşı uyanıyorsa, kaç defa emzirmeye kalktığınızı hatırlamıyorsanız, kolunuzda veya bacağınızda sallamaktan bu uzuvlarınızı hissedemiyorsanız, iş yerinde konuşulan şeyleri anlamakta veya hatırlamakta sıkıntı çekiyor ve biraz sersemlemiş gibi hissediyorsanız, o zaman aynı şeyleri yaşamış birinden birkaç tavsiye almak için doğru yazıdasınız demektir, okumaya devam edin lütfen.
Anne olduktan hayatınızdaki konfor çok değişiyor; eskisi gibi gezmek, spor yapmak, alışverişte zaman harcamak, arkadaş toplantıları, tatiller, kuaföre gidiş sıklığınız, kitap okumak için ayırdığınız zaman…aklınıza ne gelirse değişiyor, azalıyor, yerini başka öncelikler alıyor. Bunlar tölere edilebilen alışkanlıklarınız olabilir, yokluğu sizi çok da rahatsız etmeyebilir ama birşey var ki onun kalitesizliği ve çok az olması sizi delirecek noktaya getirebilir. Tahmin edin bakalım nedir bu; ta taaam UYKU…
Uykunun eksikliği sizi yorar, gün içinde dikkatinizi toplamanızı zorlaştırır, çalışan anneyseniz sadece iş veriminizi azaltmakla kalmaz evde de bazen ruh gibi dolaşmanıza ve eşinizi-dostunuzu terslemenize veya birsüre sonra çocuğunuza bile uyumadığı için kızgınlık hissetmenize sonra da bu sebepten kendinize kızmanıza neden olur. Büyük ihtimalle anne-baba arasında tartışmaya sıkça sebep olur, eğer emziriyorsanız uyku işiyle iç içe geçmiş bu durumda kocanız size yardım etmeye gönüllü bile olsa elinden de pek birşey gelmiyor olacaktır ki bu da ayrı bir kavga sebebidir. Karı-kocanın beraber paylaşacağı zamanı azaltır veya bu sürenin kalitesini olumsuz etkiler. Ayrıca nedeni olduğu depresyon, obesite, kronik yorgunluk gibi sistemik hastalıklardan hiç bahsetmiyorum bile.
Birinci oğlumda uyku ile ilgili sıkıntıları neredeyse üç yaşına kadar yaşadık; geç uyurdu, uyusun diye gözünün içine bakardık. Gece çok sık uyanır, oyun ister genellikle sabaha karşı 3-4 gibi, iki saat kadar uyuması için uğraşırdık. Doktorum ve sabah hasta görmeye başladığımda zihnimin rahat olması ve dikkatli çalışmam gerekir. Çok zorlandığımı ve öğle arasında sedyede uyumamak için kendimi zor tuttuğumu biliyorum. Bebektir 40ını doldurduktan sonra geçecek, 6 ayını doldursun düzelecek, yaşı geldi rahatlayacağız, 2si bitti tamam şimdi oldu… Bunlar çok sevdiğim ama bizde çalışmayan cümleler ne yazık ki
İkinci oğlum doğduğunda uykusu daha farklı olur mu diye bekledim, ama maşallah ki o da abisine benzer performanslar göstermeye başlayınca ”Dur bakalım ögecim, bu sefer böyle olmasın, yoksa üzüleceksin ” dedim kendime. Bir karar aldım ve konuyla ilgili dökümanları bolca gözden geçirdim; kitaplar, internet yazıları, kongre notları, pediatri kitapları, uyku ile ilgili çalışanların dökümanları… Çocuk doktoru olarak uyku ile ilişkili hastalıklar, nörolojik bozukluklar, sendromlar eğitimimizin bir parçasıdır, çocuk nörologlarının da konusudur ama benim durumumdaki annelerin en çok maruz olduğu uyku bozukluğu bir hastalık değil. Sadece ben çocuğumu nasıl uyutacağıma o kadar kilitlenmiştim ki aslında ona nasıl kendi kendine uyuyacağını öğretememiştim, bütün mesele buydu.
Bebeklikten itibaren uyguladıklarımız, olmasına izin verdiklerimiz, kolayımıza gidenler sonuçta bebeklerin uyku davranış alışkanlıklarını oluşturuyor. Emerken uyuyakalan bir bebek emmeden uyuyamaz oluyor, uyuyamadığı için ayakta sallananlar için sallanma artık olmazsa olmaz hale geliyor. Her ailenin pekçok kendine has yöntemi oluşuyor. Uyumak ve uykuyu devam ettirebilmek için çok çaba gerekiyor. İşte burada kara verip tüm uykuya geçiş objelerine, alışkanlıklarına, davranışlarına veda etmek ve çocuğa özgürlüğünü vermek, bağımsızlaştırmak gerekiyor.
Aldığım kararı uyguladım ve başarılı oldum. Kendi başına uyuyabilen ve sabaha kadar uykusu için size ihtiyacı olmayan bir çocuğun gündüz de enerjisinin , iştahının, hayata merakının daha fazla olduğuna inanıyorum. Bu konuda benden yardım isteyen herkese yardım etmeye devam edeceğim. Arkadaşlarımın çocukları, hastalarım veya bu konuda bana danışan kim varsa bıkmadan da aynı şeyi söyleyebilirim. Lütfen çocuğunuza size veya bir objeye ihtiyacı olmadan nasıl uyuyacağını öğretin, size ihtiyacı olmadan gece uyanmalarıyla başa çıkabilmeyi öğretin. Uyku hijyeni iyi olan bir çocuk, bu konuda yetişkinlik döneminde de genelde sıkıntı yaşamaz. Uyku bozukluğu olan çocukların %20 kadarı bunu yetişkinliklerine taşır. Çocuğunuza güzel bir uykuculuk hediye edin. Sonuçlarından pişman olmazsınız; hem çocuğunuzun gelişimi, hem sizin ebeveynlik becerilerinizi pozitif yönde etkileyeceksiniz.
En içten dileklerim hepimiz için, İYİ UYKULAR
Dr. Öge ÇK-şubat-2015