10 Soruda Sünnet!

Doç.Dr.Mahmut Ferda ŞENEL

Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Hacettepe Üroloji Anabilim Dalı’nda da üroloji ihtisasını tamamlamıştır. Yurtdışında, Teksas Üniversitesinin Organ Nakli ve İmmünoloji bölümünde üst ihtisasını tamamladıktan sonra, Başkent Üniversitesi Böbrek Nakli bölümünde göreve başlamıştır.  İzzet Baysal Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı’nın kurucu öğretim üyeliğine başladıktan sonra ve burada “çocuk ürolojisi” alt birimini oluşturan Dr.Şenel aynı üniversitede 1999 yılında “Üroloji Doçenti” ünvanını almıştır. Dr.Şenel, 2002 yılında Ankara’ya gelerek Çocuk Ürolojisi konusunda çalışmalarına devam etti. Dr.Şenel 1988 yılından beri 5 binin üzerinde çocuk ürolojisi ameliyatı, 30 binin üzerinde sünnet yapmıştır. Dr.Şenel, yurtdışında ve yurt içinde yayımlanan toplam 7 adet kitaba bölümler yazmıştır. Dr.Şenel’e ait toplam 70’in üzerinde yurt içi ve yurt dışı bilimsel yayın ve bildiri bulunmaktadır. Dr.Şenel, “Amerikan Organ Nakli Derneği”, “Türk Üroloji Derneği”, “Ankara Üroloji Derneği”, başta olmak üzere 10’a yakın bilimsel derneğin üyesidir. Dr.Şenel, 2000 yılından bu yana TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nin “İnsan ve Sağlık” sayfası yazarıdır. Kök hücreler ve insan beyninin gizemleri konularındaki yazıları oldukça beğeni toplamış olup bu konularda Hacettepe Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, başta olma üzere bir çok eğitim kurumunda seminerler vermiştir. En büyük hobisi klasik gitar olan Dr.Şenel, toplam 12 gitar resitali vermiştir.
  1. Sünnet ; sünnet derisinin kesilmesi olarak tanımlanırsa eğer bu sünnet derisinin varlığının ve yokluğunun avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Bazı araştırmacılar, sünnet derisi altında oluşan nemli, sıcak ortamın penis başının ve bebeğin sağlığı için gerekli olduğunu ifade etmektedirler.  Ancak sünnet derisinin sağlık açısından faydalı olduğu konusunda net bir bilgi yoktur. Tam aksine, yapılan çalışmalar sünnetsiz bebeklerin penis enfeksiyonları ya da idrar yolu enfeksiyonlarına daha fazla yakalandığını göstermektedir.

Sünnet derisi, penis başı etrafında kapalı bir ortam oluşturmak suretiyle çeşitli hastalıklara yol açar. Sıcak ve nemli olan bu ortamda mikropların üremesi ve çok ince bir doku olan mukozadan vücuda girmesi oldukça kolaydır. Buna bağlı olarak da idrar yolu ve pipi enfeksiyonları oluşabilir. Zaten sünnetin teknik açıdan hedefi de bu potansiyel boşluğu açığa çıkartmak, böylece peniste kapalı bir alan bırakmamaktır.

  1. Sünnet, ailelerin kararı ile gerçekleşen cerrahi bir işlem olduğu için ( en azından ben sünnet olmak istiyorum diyen çocukla pek karşılaşmadığımız için) çocuk hakları ihlaline girer mi?

Sünnete karşı olan kişiler,  sünnetin çocuk haklarını ihlal ettiğini iddia etmektedirler. Çocuk hakları bildirgesindeki “çocuklara bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilmez” şeklindeki ifadelere dayanarak sünneti, yapılmaması gereken zararlı bir cerrahi müdahale olarak göstermektedirler. Ancak, uzmanlar tarafından yapılan sünnet işlemi kalıcı zarara ya da ölüme yol açamaz. Yani çocuğu fiziksel açıdan örselemez. Ruhsal açıdan örselenme ise büyük çocuklarda gündemde olan tartışmalı bir konudur. Bu nedenle ülkemizde bebek sünnetinin yaygınlaştırılması çok önemlidir.

Sünnete karşı çocuk hakları bildirgesini dayanak alanların gözden kaçırdıkları bir nokta vardır. Bu bildirgede: “Madde 24: Sağlığım ve hastalıklardan korunmam, devletin ve toplumun güvencesi altındadır” şeklinde bir ifade vardır. Sünnet tıp camiasında, koruyucu bir cerrahi girişim olarak kabul edildiğine göre, çocukların sünnet edilmesi bu bildirgeyle çelişmemektedir.

Ek olarak, sünnete karşı olanlar, sünnet kararını almadan önce çocuğun fikrine başvurulması gerektiğini önermektedirler. Bunun için, çocuk hakları bildirgesinin 12. Maddesine dayanak gösterirler:

“Madde 12: Beni ilgilendiren konularda benim de görüşlerim alınır. Büyükler beni dinlerler. Düşüncemi öğrenmeye özen gösterirler”. Ancak bu madde şu şekilde devam eder:

“Çok küçüksem bir büyük de benim adıma konuşabilir”.

Tüm bu gerekçelerle, ebeveynler, gerek sağlık gerekse eğitim gibi, çocuklarının yararına olan konularda özgür iradeleriyle karar verebilirler. Yani, sünnet kararı çocuk hakları ihlaline kesinlikle girmez.

  1. Müslümanlar dışında sünneti tercih eden guruplar da var mı? Sünnetin faydaları nelerdir ki sünneti sadece dini değil tıbbi nedenle de isteyelim?

Dünya Sağlık Örgütünün 2007 yılı verilerine göre dünya genelinde 15 yaş üzerindeki 664 milyon 500 bin erkek sünnetlidir. Sünnetli erkeklerin de %30’unu müslüman olmayan nüfus oluşturur. Müslüman olmayan toplumlarda sünnet sağlık nedenleriyle yaptırılmaktadır.

ABD’de eyaletine göre değişmekle birlikte, erişkin erkeklerin ortalama olarak %70’i sünnetlidir. Günümüzde ABD’de her yıl yaklaşık 1.5 milyon bebek sünnet edilmektedir. Sünnet oranı Avustralya’da %59 ve İngiltere’de %16’dır.

Sünnetin kabul edilen tıbbi faydaları şunlardır:

  • İdrar yolu enfeksiyonlarından koruması
  • Fimozisi tedavi edip penisi enfeksiyonlardan koruması
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruması
  • Penis kanserinden koruması
  • HPV’ye (Human Papilloma Virus)  karşı koruması
  • HIV’e (AIDS virüsü) karşı koruması

Amerikan Pediatri Birliği’nin Sünnet Raporunda:

İncelenen güncel kanıtlar, yenidoğan sünnetinin sağlık için faydalarının, risklerine göre daha ağır bastığını göstermektedir; dahası, yenidoğan sünnetinin faydaları, bu işlemi seçen aileleri doğrulamaktadır” ifadesi yer almaktadır.

  1. Pipi ucundaki çıkışta sünnet derisinin darlığına fimozis diyoruz, yenidoğan pek çok bebekte de karşılaşıyoruz, bu acil sünnet yaptırma sebebi midir? 

Özellikle sünnet derisinin dar olduğu durumlarda, mukozanın salgıları dışarı çıkamaz ve penis başı etrafında birikir. Sünnet derisi darlığı çocukluk ve ergenlik yaşlarına doğru açılır. Ancak bu süre içerisinde, sünnet derisinin altında biriken mikroplar, penis ya da idrar yollarının enfeksiyonlarına yol açabilir. Sünnet derisi, daralmak suretiyle çocuğun idrar yapmasının da önünde bir engel teşkil edebilir. Zor idrar yapmak ve idrarın tam boşaltılamaması, idrar yolu enfeksiyon riskini arttıracağı gibi başka idrar yolu hastalıklarına da yol açabilir. Tüm bu risklerden bebeği korumak için en kısa zamanda sünnet edilmesi sağlık açısından oldukça faydalıdır.

Sünnet derisinin yol açtığı tüm enfeksiyonların ilaçla tedavisi vardır. Yani “acil sünnet” diye bir kavram yoktur. Ancak, idrar yolu ya da pipi enfeksiyonu geçirmesi durumunda sünnetin en erken dönemde yapılması oldukça faydalıdır.

  1. Sünnet olması sakıncalı olan bebek- çocuklar var mıdır?  Hangi yaş aralığında sünnet önerilmektedir? Erken ve geç sünnetin avantaj ve dezavantajları nedir?Sünnet çocuğun psikolojisini bozar mı?

Çocukta bulunan bazı hastalıklar, o andaki sağlık durumu ya da penisin bazı yapısal bozuklukları sünnete engel teşkil edebilir. Örneğin, idrar deliğinin alta açılması (hipospadias) ya da pipide aşırı bir eğrilik olması sünnete engel olan durumlardır. Bu nedenle sünnet öncesi tüm çocuklar dikkatlice muayene edip aileye penis anatomisi hakkında bilgi verilmelidir.

Sünnet için en uygun yaş aralığı bebeklik dönemidir. Cinsel kimlik oluşmadan, somut düşünce başlamadan sünnet işleminin tamamlanması gerekir. Bebeklik döneminde kalıcı bir psikolojik etkilenme olmaz. Ek olarak yara iyileşmesi çok daha hızlı olur ve ağrıyı daha az hissederler. Sünnet sonrası bakım kolaylığı açısından ilk 3 ay, mümkünse yenidoğan dönemi tercih edilmelidir. Yenidoğanlar ağrıyı oldukça düşük düzeyde hissederler ve iyileşme son derece hızlıdır. Büyük çocuklarda ise aşırı korkunun yanı sıra, ağrı daha fazla hissedilir ve iyileşme daha yavaş olur.

Sünnetin psikolojik etkilerini kesin olarak ortaya koyan, uzun takipli ve karşılaştırmalı bir çalışma yoktur. Mevcut çalışmalar az sayıdaki çocuk üzerinde yapılmıştır ve tüm çalışmaların yöntemsel zayıf noktaları bulunmaktadır. Fallik dönemde (3-6 yaş) yapılan sünnetlerin çocuk psikolojisi üzerinde olumsuz etkileri olduğu üzerinde bir görüş birliği vardır. Ancak, fallik dönemden sonraki (6 yaş sonrası) yaşta yapılan sünnetlerin de çocuk psikolojisi üzerinde olumsuz etkileri olduğu gösterilmiştir. Yaş kaç olursa olsun, sünnet çocuklarda büyük bir korkuya yol açar. Çocuklarda geçici davranış bozukluğuna yol açabilir ve psikolojisini olumsuz etkiler. Sünnetin yol açabileceği olumsuz psikolojik etkilenmeden çocuğu korumak için, aileler bebeklik dönemini tercih etmelidirler.

6.Sünnet için klasik dikişli yöntem mi? Klips mi? Lazer mi? Genel anestezi mi? Sedasyon mu? Lokal anestezi mi? Aileleri karar verirken bunaltan bu başlıklar için önerileriniz ne olur?

Tekniklerin neredeyse tamamında sünnet derisi keserek çıkartılır. Teknikler arasındaki en önemli farklılık, kesilen yara uçlarının birleştirilmesi noktasındadır. Eskiden, kesilen yara uçları baskılı pansumanla kapatılır ve kendiliğinden birleşmesi beklenirdi. Daha sonra dikiş kullanılarak yara uçları birleştirildi.

Dikişli tekniğin uygulama zorluğu ve yüksek oranda görülen kanama-enfeksiyon gibi riskleri nedeniyle daha kolay teknikler geliştirildi. Dikiş kullanılmayan ve kesilen yara uçlarının bir aparatlarla birleştirildiği plastik klips tekniği sünnete bağlı riskleri önemli ölçüde azalttı ve giderek yaygınlaştı. Klips yönteminde sünnet derisi cerrahi prensiplere uygun olarak kesilir, ancak yaraya dikiş atılmaz. Penis ucuna yerleştirilen bu aparat yara kaynayana kadar kalır ve sonra çıkartılır.

Kolay uygulanabilen, kanama ve enfeksiyon riskini azaltan, operasyon süresini kısaltan plastik klips yöntemi, son yıllarda, özellikle bebek sünnetlerinde en sık tercih edilen yöntem olmuştur. Lazer yöntemi olarak bilinen “elektrokoter” ile sünnet pipideki sinirlere zarar verebildiği için Sağlık Bakanlığı’nca yasaklanmıştır.

Sünnette kullanılan anestezi yöntemleri kabaca ikiye ayrılır: genel ve lokal (bölgesel). Genel anestezi, en kısa tanımıyla bir insanın bilincini geçici bir süreyle devre dış bırakmak, yani onu bayıltmaktır. Sedasyon da genel anestezinin bir türüdür. Lokal anestezi, kişinin bilincini etkilemeden sadece ameliyat edilecek bölgenin uyuşturulmasıdır. Bölgesel uyuşturmanın hayati risklerinin genel anesteziye göre yok denecek kadar az olması en önemli avantajıdır.

Dikişli sünnette geri dönüşü olmayan kritik hamleler olduğu için çocuğun tam olarak hareketsiz olması gerekir. Aksi takdirde işlem sırasında hatalı kesim ve penis yaralanmaları olabilir. Eğer sünnet işlemi dikişli yöntemle yapılacaksa ve çocuğun hareketlerini kısıtlamak mümkün değilse çocuğu uyutmak uygun bir seçenektir. Ek olarak, aşırı korkusu olan büyük çocukları tutarak sünnet yapmak psikolojilerine zarar vereceği için genel anestezi uygulanmalıdır.

Plastik klips yönteminde, bebeğin yaşı kaç olursa olsun genel anestezi ihtiyacı olmaz.  Neredeyse hiçbir hayati riskinin olmaması nedeniyle sünnetlerde lokal anesteziyi öneririm.

  1. Sünnet işlemi, ileride cinsel fonksiyonlarda bozukluk, kısırlık, gibi istenmeyen etkilere neden olur mu? Sünnet işlemi pipide yamukluğa yol açabilir mi? Kazara pipi kesilebilir mi ?

Sünnetin, yöntem ne olursa olsun kısırlığa yol açmaz ve cinsel işlev üzerinde doğrudan olumsuz etkisi yoktur. Amerikan Pediatri Cemiyeti’nin 2012 yılında yayınladığı “Ulusal Sünnet Politikası”nın ana hatlarında, sünnetin cinsel işlevi olumsuz etkilemediği net olarak ifade edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı sünnet kitapçığında da sünnetin cinsel işlev üzerinde olumsuz etkisi olmadığı belirtilmiştir.

Çok nadiren bazı sünnet yöntemlerinde pipi ucunun kesilme riski vardır. Konunun uzmanı tarafından yapılmayan sünnetlerde pipi eğrilikleri de oluşabilir. Bu riskler, yönteme ek olarak yapan kişinin bilgi, beceri ve tecrübesine bağlıdır.

8.Sünnet için en uygun zaman yaz mevsimi midir? Hava sıcaklığının sünnet sonrası bakım için bir önemi var mıdır?

Dikişli yöntemde, pipide bir kesik hattı oluşur ve bu bölgenin havayla teması için bir süre açık bırakılması gerekebilir. Bu nedenle genellikle yaz ayları tercih edilir. Ancak plastik klips yönteminde açıkta yara olmadığı için yaz-kış farkı yoktur. Mevsim normallerindeki hava sıcaklığının yara iyileşmesi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.

 

9.Sünnet sonrası pipinin iyileşip normale dönmesi ne kadar zaman alır?Sünnet sonrası riskler nelerdir? Kanaması olur mu? Sünnet sonrası süreç nasıldır? Bebek- çocuk çişini kolay yapar mı? Ağrısı acısı çok olur mu? Ateşi çıkar mı?

Yöntem ne olursa olsun iyileşme süreleri benzerdir. Yaranın tam olarak kapanması 5-7 günü bulur. Bu süreden sonra kanama ve enfeksiyon riski neredeyse yoktur. Ancak kozmetik şekillenme 3-4 hafta devam eder. Bebeğin yaşı küçüldükçe iyileşme süresi kısalır. Yenidoğanlarda 7-10 gün içerisinde kozmetik şekillenme büyük ölçüde tamamlanır.

Sünnet, sağladığı faydaların yanı sıra bazı riskler de taşır. Sünnetin taşıdığı riskler, çocuğun yaşına, sünnet tekniğine, ortamın hijyenine, yapan kişinin eğitim ve tecrübesine göre önemli farklılıklar gösterir. Dikişli sünnetin riskleri %2-10 arasında değişmektedir. Dikişsiz yöntemlerdeyse sünnetin toplam risk oranı %0.2-0.6 arasında rapor edilmiştir. Yenidoğanlarda risk % 0.2’nin altındadır.

Sünnetin en sık karşılaşılan riski kanamadır. Kanamadan sonra en sık görülen riskler enfeksiyon, cilt yapışıklığı, pipi gömülmesi, eksik kesim ve idrar deliği darlığıdır.  Bu riskler, dikişsiz sünnet yöntemlerinin kullanılmasına paralel olarak azalmıştır. Penis gömülmesi, özellikle kilolu çocuklarda ve tüm sünnet yöntemlerinden sonra görülebilecek bir risktir. Plastik klips tekniğiyle yapılan sünnet, risk oranını 10 kattan daha fazla azaltmaktadır.

Bebeklerde korku ve endişe olmadığı için, süreç büyük çocuklara göre genel olarak çok daha iyi geçer.  İlk gün ağrı olabilir. Bebeğin ayı ne kadar küçükse yaşayacağı ağrı da o kadar az olur. Yenidoğanlarda ağrı neredeyse hiç görmüyoruz. Bebeğin ayına ve kilosuna uygun ağrı kesici jel ya da ilaçlar kullanılır. Ertesi gün genellikle ağrıdan eser kalmaz. Dikişli yöntemden sonra idrarın yarayı yakması ve buna bağlı ağlama neredeyse bir rutindir, ancak plastik klips yönteminde idrar herhangi bir rahatsızlığa yol açmaz. Sünnet bağlı ateş olmaz. Eğer ateş varsa, mutlaka altında yatan başka bir enfeksiyon odağı vardır.

10.Sünneti kim yapmalı? Seçim yapmak isteyen aile nelere dikkat etsin? Hastahane , ev , muayenehane, sünnette ortam da önemli midir?

“Sünneti kim yapmalı” sorusunun cevabı Sağlık Bakanlığı’nca verilmiştir.  02/01/2014 tarihli ve 6514 sayılı “Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile sünnetçilerin sünnet yapması yasaklandı. Hangi hekimin yetkili olduğuna dair de net bir karar bulunmaktadır: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün “11.07.2000 tarih ve 12492 sayılı genelgesi: “Sünnet operasyonlarında sorumlu uzman tercihen üroloji uzmanı, üroloji uzmanı bulunmadığı takdirde çocuk cerrahi uzmanı, plastik cerrahi uzmanı olacaktır”

Hekim seçiminde dikkat edilecek noktalarsa: Hekimin uzmanlık alanı, sünnet konusundaki tecrübesi ve bu konudaki bilimsel çalışmalarıdır.  Ek olarak hekim hakkındaki öneriler de oldukça önemlidir. Gerekirse karar öncesi hekiminizle yüz yüze görüşünüz. Konuyla ilgili size yeterli bilgi vermesi ve tüm sorularınızı yanıtlaması sizin için önemli kriterler olmalıdır. Size ve çocuğa yaklaşımı da önemlidir. Mümkünse çocukta tedirginliğe yol açmayan ve onun düzeyine inebilen hekimleri tercih ediniz. Sünnet sonrası hekiminize 24 saat ulaşabilmeniz çok önemlidir.

Bölgesel uyuşturmayla yapılacak sünnetler için hastane ortamı gerekmez. Dikişli sünnetlerde çocuğu uyutmak gerekebileceği için hastanede yapılması daha uygun olabilir. Ancak bölgesel anesteziyle yapılan klips yönteminde kesinlikle hastane ortamı gerekmez. Muayenehane ve klinik ortamlarında, hijyenik koşullarda yapılmasında sağlık açısından hiçbir sakınca yoktur.

Tekrar Kontrol edin!

Çocuk Göz Doktoru’na sorular?

Yard. Doç. Dr. Sezin Akça Bayar 2000 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan, 2001-2005 …